Ülkemizde insan sağlığını etkileyen en önemli hastalıkların
başında obezite ,diabet,koroner kalp hastalıkları ve kanser gelmektedir.Genetik yönden bu hastalıklara mirasımız varsa elden bir şey gelmiyor ancak hastalıklardan
korunmak bizim elimizde. Nasıl mı ?Günlük yediğimiz içtiğimiz besinlerde
bilinçli tüketim sağlarsak hangi besini ne için yememiz gerektiğini
bilirsek kbu hastalıklardan korunmuş oluruz.İsterseniz
besinler demişken besin ne demek onu bir tanımlayalım. Yenebilen bitki ve
hayvan dokularına besin diyoruz.Bu besinlerin kimyasal yapısında bulunan mikro
ve makro öğelere de besin öğesi diyoruz.Örneğin ekmek bir besin ,bu besinde
bulunan besin öğesi karbonhidrat,et bir besin ,et te bulunan besin öğesi
protein,zeytinyağı bir besin,zeytinyağında bulunan besin öğesi yağ
asitleri,sebze-meyve bir besin ,sebze ve meyvelerde bulunan besin öğesi vitamin,mineraller ve posa gibi.Tabi ki
şunu söylemek geçebilir içinizden.
Besinlerde bulunan besin öğeleri sadece yazdıklarınız mı diyebilirsiniz.Tabi ki
hayır.Sadece ağırlıklı bulunan besin öğelerini ifade sadedinde bunları
yazdım.Akılda kalması adına .Her besinde az veya çok su,vitamin,minerallerden
,az veya çok karbonhidratlardan,proteinlerden ve yağlardan mutlaka belli
oranlarda vardır.Bu makalemizde özellikle hangi besinlerden hergün tüketirsem veya çoğunluklu olarak
tüketirsem kronik hastalıklardan daha çok korunmuş olurum, onu söylemeye
çalışacağım.Amerikan kanser topluluğunun yayınlamış olduğu beslenme
rehberindeki tavsiyelere baktığımızda en çok sebze ve meyve tüketimi üzerinde
duruluyor.Nasıl daha fazla ve/veya her gün meyve ve sebze yiyebilirim sorusuna
cevap arayalım hep birlikte.Örneğin çantamızda hergün elma veya kuru meyveler
bulundurabiliriz,öğle yemeğinde tatlı yerine meyve tüketebiliriz,ara öğünlerde
meyve tüketebiliriz.Gerçekten bu imkanların çoğu hayatımızda var.Ben size en
pahalı en bulunmadık tropikal meyve yiyin demiyorum.Ülkemde var olan mevsim meyvelerini yanınızda
bulundurun diyorum.Sebzeye gelince ;sabah kahvaltıda maydonoz vb. yeşil
yapraklı sebzeleri tüketebiliriz ,öğle yemeğinde mevsime uygun bir salata evde
veya işyerinde tüketebiliriz,akşam yine salata veya sebze yemeği tüketebiliriz.Hem hazırlaması kolay,hem de
pişirme süresi kısa.Yeterki isteyelim,planlayalım.Belki ıspanak gibi
ayıklaması,yıkaması uzun sürebilir .Onun içinde şöyle yapılabilir,ben kendim
evde öyle yapıyorum.Pazar alışverişinde 1 haftalık sebze ihtiyacımı alıyorum.Pırasa,ıspanak,patlıcan
,kereviz,brokoli,karnabahar,bamya,pazı,yer elması,kabak gibi.Evde ayıklama,yıkama ve sirkeli suda
bekletip tekrar yıkama işleminden sonra pişmeye hazır bir şeklide buzdolabı
poşetlerine yerleştirip dondurucuda muhafaza ediyorum.Hergün yiyeceğim sebzeyi
günlük olarak derin dondurucudan çıkarıp pişiriyorum.Pişirme işlemini yaparken asla dondurucudan
çıkardığım sebzeyi bekletmiyorum.Buzları erimeden pişirme işlemi yapıyorum.Çok
rahat ve pratik.Siz de deneyin lütfen.Sebze ve meyve tüketimini
hayatımızda organize edelim.Her gün vitamin,mineral ve posa = lif
(sindirilmeyen karbonhidratlar)alımı
açısından en az 3 porsiyon meyve
ve sebze tüketmeliyiz.Posa-sindirilmeyen karbonhidrat demişken Amerikan Diabet
derneği posa açısından zengin tam tahıl besinlerinin tüketiminin artırılmasını
öngörüyor. Tahıllar; yapıca kepek ,endosperm ve tohum kısmından
oluşurlar.Herbir kısmın farklı içerikleri vardır.Kepek kısmı dış kısımdır
ve lif yönünden zengindir.Lifli beslenmenin
başta diabet,kalp hastalıkları ve kanser hastalıklarında koruyucu etkisi
vardır.Batı toplumu afrika toplumuna göre lif yönünden fakir bir beslenmeye
sahiptir.Bu yüzden batı toplumunda daha çok diabet gibi kronik hastalıklar görülmektedir.Aynı
zamanda lifli besinlerin başta buğday kepeği veya tam buğday unundan yapılmış
ekmeklerin doygunluk verici,kolesterol düşürücü,şeker dengeleyici,barsak
çalıştırıcı,kabızlık giderici etkileri vardır.Lif alımı sadece meyve ,sebze ve
tam tahıl ürünlerinden ibaret değildir.Aynı zamanda yağlı tohumlar dediğimiz
sert kabuklu kuruyemişler de lif,posa
yönünden son derece zengindir.Eğer kabızlığınız varsa size bir öneri. Hergün 5
tüm ceviz ve 1 adet portakal veya 1 adet armut tüketin,12-15 bardak ta su tüketin.Hergün 1 avuç ceviz veya çiğ badem veya çiğ fındık
veya yer fıstığı tüketin.Magnezyum,potasyum ve E vitamini kaynağı ve tekli
doymamış yağlardan da zengin olduğu için diabet,kalp ve kanser hastalıklarından
korunmak için sağlıklı beslenme tavsiyeleri arasında yer alıyor.Özetleyecek
olursam; Az az ve sık aralıklarla
beslenin,mutlaka kahvaltı yapın,mutlaka günlük 2.5-3 lt kadar su
tüketin,mutlaka hergün 3 adet meyve ve 3 kase zeytinyağlı salata
tüketin,mutlaka hergün 1 kase yoğurt veya kefir tüketin ,mutlaka hergün en az 4
dilim tam tahıl ekmeği tüketin,mutlaka hergün 1 avuç ceviz veya çiğ badem
tüketin,mutlaka haftada 2 gün balık ve kurubaklagil tüketin.Günde 10000 adım atın. Sağlıcakla kalın.
22 Aralık 2014 Pazartesi
18 Aralık 2014 Perşembe
ISIRGAN ,ISIRGAN TOHUMU FAYDALARI
Isırgan bitkisi, üzerinde en çok bilimsel araştırma yapılan bitkilerden bir tanesidir.Batı toplumunda prostat hipertrofisi için doktorlar tarafından uzun zamandır kullanılmaktadır.Bunun dışında yapılan çalışmalar gösteriyor ki ısırgan ve ısırgan tohumunun alerjik reaksiyonlar için de kullanılabileceğine dair görüşler var.Yapılan araştırmalar alerjik durumlarda ısırganın koruyucu etkilerinin olabileceğini ortaya koymuş.Son dönemde yapılan laboratuar çalışmaları da kan kolesterolünü düşürücü etkilerinin olabileceğini ortaya koymuş.Tıp literatüründe genel kabul görmüş bir etkisi de kan şekerini düzenlemeye yardımcı olmasıdır.Isırgan ile ilgili uzun zamandır bilinen bir gerçek ise vücudun savunma mekanizmasını destekleyici özelliğinin olması.Yani yok yok,on parmağında on marifet ne dersiniz tüketmeye değer.Kalın sağlıcakla...
Etiketler:
alerji,
Diyetisyenselmaöztürk,
dyt,
ısırgan,
ısırgan tuhumu
17 Aralık 2014 Çarşamba
Yılbaşı sonrası diyeti-Telafi diyeti-Göbek eriten diyet !
Uzun bir aradan sonra tekrar merhabalar.Hepimiz dönem dönem kilo sorunu yaşıyoruz ama yemek yemeyi de seviyoruz.Bazen sağlıklı tercihler bazen de sağlıksız tercihler yapmak durumunda kalıyoruz.Peki böyle durumlarda virajı alabilmek, yoldan çıkmamak için ve her haftayı kilo vermiş olarak kaptmak için ne yapmalıyız.Telafi programına girmeliyiz tabiki.Telafi programı asla uzun vadeli bir diyet programının yerini tutmaz. Çünkü sağlık kriterlerine aykırıdır.Nasıl ki hastalandığımız zaman antibiyotik alıyoruz,bir süre kullanıyoruz ve bırakıyoruz .Yılbaşı yaklaşıyor, akşam dışarda ya da evde bir yemek organizasyonu olabilir.İşte bulunmaz fırsat .Yılbaşı sonrası diyeti.Telafi diyetleri de işte böyle gerektiğinde ve belli bir süreliğine kullanılır.Öbür türlü her daim bu tarz diyetler yapılırsa sistemi bozucu sebepler ortaya çıkarır.Aman dikkat.Şimdi ben size bir tarif veriyorum.Bu diyeti sağlıksız beslendiğinizi düşündüğünüz gün veya haftadan sonra yapmak daha etkili olur 1 ayın en fazla 1 haftası yapabilirsiniz benim tavsiyem haftada 2 en fazla 3 gün yapmak.Diyetim şöyle:
Sabah Kahvaltısı : 1 dilim taze ananas + 1 kibrit kutusu kadar 1 tatlı kaşığı çörekotu serpilmiş KEÇİ peyniri VEYA 3 çorba kaşığı çörekotlu lor peyniri+ bol yeşillik
Ara Öğün : 10 adet çiğ badem +
1 su bardağı ayran VEYA 1 su bardağı kefir
Öğle Yemeği : 2 adet yumurtalı menemen VEYA yumurtalı ıspanak VEYA 80 gram zeytinyağı süzülmüş ton balıklı brokoli salatası VEYA 15 adet kuzu kuşbaşı etli yeşil fasulye VEYA 1 adet tavuk göğüs etli karnabahar salatası (yerken üzerine 1 tatlı kaşığı toz zerdeçal ekleyin)
Bol yeşillik ,salata=her çeşit olur =yağsız
Ara öğün : 10 adet çiğ badem + 1 su bardağı kefir veya ayran
Ara Öğün : 4 kaşık sade Probiyotik yoğurt + 1 su bardağı dolusu dondurulmuş böğürtlen
Akşam Yemeği : 1 dilim taze ananas + 1 kibrit kutusu kadar 1 tatlı kaşığı çörekotu serpilmiş KEÇİ peyniri VEYA 3 çorba kaşığı çörekotlu lor peyniri+ bol yeşillik
Ara öğün : 10 adet çiğ badem + 1 su bardağı kefir veya ayran
Günlük 15 bardak su içilecek.
Bitki çayı olarak sabah kahvaltıdan sonra Adaçayı için
Öğleden sonra yeşilçay veya beyaz çay veya dokuzlu çay için
Akşam yetmadan önce de melisa ya da relax çayı için
Tuz kısıtlaması yapmayın
Afiyet olsun,sağlık olsun,şifa olsun,uğurlar olsun...
10 Aralık 2014 Çarşamba
MUZ VE FAYDALARI
Tropikal bölgelerde yetişen muzgillerden bir ağacın,tatlı,kokulu ve az sulu bir meyvesidir.Akdeniz ikliminin sıcak bölgelerinde de yetişir.Çok fazla çeşidi vardır.Henüz yeşilken toplanır ve 15 derece sıcaklıkta olgunlaşmaya bırakılır.Vitaminler olarak A ve B vitamininden zengindir.Mineral olarak ta potasyum açısından zengindir.Böbrek hastaları dikkatli tüketmelidirler.Çiğ tüketmekten çok olgun muz tüketmek daha sağlıklıdır.Hormonlarımız açısından mutluluk hormonu serotoninin salınımını artırır.Daha az stresli ,daha az depresif oluruz.Şimdilerde japon bilim uzmanları olgun muzda doğal TNF-alfa olduğuna dair araştırmalar yapmaktalar.Hem bağışıklık sistemimiz kuvvetlensin hem de daha çok mutluluk hormonu salgılayalım. Hem sağlıklı hem de fit olalım.Her gün veya haftada 2 gün mutlaka 1 adet muzu ara öğünlerimizin birinde laktozsuz sütle veya yoğurtla birlikte tüketmeye çalışalım.Afiyet olsun...
Etiketler:
serotonin,
tnf alfa-muz,
tokluk hissi,
zayıflama
8 Aralık 2014 Pazartesi
Zayıflatan Ekmek Tarifi -Kendi Ekmeğinizi Kendiniz Yapın!-Devir İktisat Devri
Damlaya damlaya göl olur derler atalarımız,bir ekmek parası ile ne olur demeyin hem kendi ekmeğinizi sağlıklı, katkısız bir şekilde hazırlayın hem , fazla ekmek israfından kurtulun,hem de kilo kontrolü sağlayın.Tarifimiz sizinle:
2 adet yumurta
1 su bardağı laktozsuz süt veya pastörize keçi sütü
1 kahve fincanı sızma zeytinyağı
1 su bardağı burçak unu veya mısır unu
1 su bardağı çavdar unu
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı: Önce yumurtaları 3 dk çırpın,daha sonra süt,yağ,un,tuz kabartma tozunu ilave edin bir 3 dk daha çırpın.İster uzun kek kalıbında ister yuvarlak kek kalıbında 180 derece turbo fırında 45 dk pişirin.
Afiyet olsun...
2 adet yumurta
1 su bardağı laktozsuz süt veya pastörize keçi sütü
1 kahve fincanı sızma zeytinyağı
1 su bardağı burçak unu veya mısır unu
1 su bardağı çavdar unu
1 paket kabartma tozu
1 tatlı kaşığı tuz
Hazırlanışı: Önce yumurtaları 3 dk çırpın,daha sonra süt,yağ,un,tuz kabartma tozunu ilave edin bir 3 dk daha çırpın.İster uzun kek kalıbında ister yuvarlak kek kalıbında 180 derece turbo fırında 45 dk pişirin.
Afiyet olsun...
3 Aralık 2014 Çarşamba
STRESSİZ ÖĞRENMEDE BESLENMENİN ETKİSİ
Bilindiği gibi her
yaş grubunun fiziksel ve mental özellikleri vardır.Okul çağı 6-14 yaşı
kapsar.Her yaşın ayrı bir değişkenliği vardır.6 -8 yaş arası okuma yazmayı
öğrenme,10-14 yaş ergenliğe adımın belirtileri ile ders yükünün artışı ile karakterize
dönemlerdir. Aslında çocuklarımızda her bir sene farklı adaptasyonlar
gerektirir.Yani yeni bir stres ve yeni bir uyum süreci demektir.Çocuklarımızın
bu süreçleri daha az stresli geçirmeleri adına yada daha doğru bir tabir
kullanalım,stressiz öğrenme ,stres kontrollü öğrenme yapabilmeleri için
yediklerinin,içtiklerinin,tüketmiş oldukları besinlerin seçimine ve neler olduğuna çok özen
göstermek durumundayız.Besin tercihlerimizi bu kapsamda ifade edecek olursak en
başta karbonhidrat tüketiminin stresi
kontrol eden beyin kimyasalları serotonin ve triptofanın üretilmesi için
gerekli olduğunu söylemeliyiz.Karbonhidrat tercihi glisemik yükü düşük
gıdalardan olmalıdır.Bunlar tam buğday ekmeği,çavdar ekmeği,kepekli
ekmek,ruşeymli ekmek,kepekli ya da tam buğday unundan yapılmış
makarna,pirinç,bulgur,kurufasulye,nohut,barbunya,mısır gibi gıdalardır.Bu
gıdalar aynı zamanda tiamin(B1) ve piridoksin(B6) vitaminlerinden de zengin
olduğu için stressiz öğrenmeyi sağlar.Beden ve zihin faaliyetlerinde bir ahenk sağlar.Bu ahengi bozan karbonhidratlar da vardır. Bunlar saf
şeker ve yüksek oranda şeker içeren şerbetli tatlılar,kızartılmış
tatlılar,beyaz ekmek,beyaz un,nişasta ,glikozlu,fruktozlu,mısır şurubu içeren
paketlenmiş hepimizin evinde az çok yer alan hazır abur cubur paketleri
şekerlemeler,jelibonlar,gofretler,çikolatalar,kekler,kurabiyeler,dondurmalar…Bu
ürünler saymakla bitmiyor maalesef. Bu konuda iki önerim var. 1.önerim: bu ürünleri çocuğumuza almamak
ve tüketmesine izin vermemektir.Hazır gıda üreten firmalar bu şekilde yaparsak
kendilerine bir çeki düzen verecekler ve daha sağlıklı gıda üretimi konusunda
daha titiz ürünler geliştireceklerdir.2.önerim kontrollü üretim ve tercihlerde
titizlik: en azından endüstriyel şeker glikoz,früktoz ve mısır şurubu,kimyasal
şeker içermeyen sadece pancar şekeri ile
üretilen çikolataları tercih etmek ve çocuklarımızın
günlük beslenmesinde ortalama 100-200
kal.lik şeker içeriği olan bir abur cubur tüketmesini sağlamak.Bu abur cubur gıdayı tüketmeden önce mutlaka 1 bardak süt veya yoğurt veya ayran ile
tükettirirsek saf karbonhidratı proteine bağlı bir şekilde vücuduna alacağı
için çocuğumuzda konsantrasyon güçlüğü
ve yemekten sonra oluşabilecek dikkat eksikliği halsizlik,uyku hali gibi bir durumu da yaşamamış olacaklardır.Herkesin
bir tatlı yeme isteği tatlı ihtiyacı gün içinde olabiliyor.Aslına bakıldığında
yenidoğan bebek anne sütü ile tanıştığında şeker tadını öğrenmeden
beslenir.Çünkü anne sütü şekersizdir.Çocuklarımızın tatlı ihtiyaçlarını en
doğal tatlılardan olan pekmez ile bal ile ve meyve ile karşılamalıyız.Özellikle
A ve B vitaminlerinden ve potasyum
mineralinden zengin olması stressiz öğrenmeyi sağlar.Her gün okul çağı çocuklarımızda 1 bardak süt ile
birlikte 1 adet muz tüketimine özen
gösterelim.Hazır , vitamin ve minerallerden bahsetmişken diğer vitaminlerden
biri olan B2 vitamini riboflavin de stressiz
öğrenme ve konsantrasyon sağlar.Süt,yoğurt,kefir,ayran,peynir ,yumurta,kurubaklagiller
ve ceviz,fındık gibi yağlı tohumlarda B2 vitamininden zengindir.Hergün 1 kase
yoğurt,1dilim peynir,1 adet yumurta, 1 avuç ceviz veya badem ,3-5 adet meyve
tüketmek hafızayı,dikkat dağınıklığını ,stressiz öğrenme sağlar.Her hafta 1 ya
da 2 kez kurufasulye ,yeşil mercimek tüketmek stressiz öğrenme ve ders
başarısını olumlu yönde etkiler.Çocuklarımızda
ekmek,süt,meyve tüketimi kadar yeterli
yüksek kalitede protein tüketimi de son derece önemlidir.Büyüme ve gelişme için
,hastalıklara karşı bağışıklık direncinin oluşması ve hakeza beyin fonksiyonu
ve mental sağlık ve agresyon gibi duygusal dalgalanmaların oluşmaması için
yüksek kalite protein tüketmelerini sağlamalıyız.Başta kırmızı et ,tavuk,balık
ve sakakatlar protein,demir ve B12
vitamininden zengin olup öğrenmeyi kolaylaştırır.Haftada 1-2 kez kırmızı et tüketimine
özen göstermeliyiz.Yüksek kalite proteinlerden bir diğeri balıktır.Her türlü
balık başta somon,uskumru olmak üzere haftada 2 kez tüketilmelidir.Omega -3 den
zengin olduğu için stres,agresyon,dikkat eksikliği durumlarını iyileştirici
etkisi vardır.Omega-3,Avitamini,C vitamini,E vitamini ve B vitaminleri genel olarak söylemek gerekirse günlük olarak
tüketilmeli.Tüketimini sağlamanın en kolay ve ucuz yolu yeterli dengeli
beslenmekten geçer.4 besin grubunu yeterli ve dengeli miktarda tüketmekten
geçer .Haydi çocuklarınıza stressiz öğrenme odaklı ,büyüme ve gelişmeyi teşvik
eden,öğrenmeyi kolaylaştıran,konsantrasyonu artıran bir beslenme planı düzenlemesi için bir diyetisyen randevusu almaya.Sağlıklı
çocuklar sağlıklı yarınlar demektir.Kalın sağlıcakla……..
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)