Ramazan Bayramında Nasıl
Beslenmeliyiz?
Tabi bu sorunun yanıtı bayramı nasıl geçireceğimize göre
değişecek. O zaman soruyu ikiye şekilde soralım. Geleneksel bayramı kutlayanlar ve
bayramı tatilde veya evinde vakit geçirerek kutlayanlar. Geleneksel bayram
kutlamaları hepimizin bildiği gibi bayram namazı sonrası ailecek yapılan ağır,bol
kalorili hatta -yemek yapan da var- bir kahvaltı.1 ay boyunca sindirim sistemimizin
alışkın olduğu bir düzen vardı bu düzende akşam 8 buçukta yemek yiyip, normalde
uyku saatimiz olan gece2-4 arası tekrar bir yemek yeme olayını gerçekleştirme
vardı. Vücudumuz bu duruma(açlık ,susuzluk ve geç saatte yemek yeme) –metabolik adaptasyon – denilen mucize yanıtla
cevap verdi. Tekrar biz bu adaptasyonu eski yeme düzenimize dönüştürürken yavaş
ve sakin ve az ve sık ve hafif gıdalar tercih ederek daha çok da sıvı alımını özellikle su içmeyi ,bitki
çayı içmeyi ,süt içmeyi ve ayran içmeyi
ön plana çıkararak yemek yeme durumuna
vücudumuzun adaptasyon yanıtını
kuvvetlendirmeliyiz. Sabah hafif denilebilecek bir kahvaltı örneğin : 1 ince
dilim az yağlı peynir veya 1 adet katı yumurta,3-4 adet zeytin,2-3 parça
domates,biber,salatalık ve bir açık çay(limon dilimli) veya ayvalı ıhlamur çayı
buna benzer bir bitki çayı ile yapabiliriz.Eğer böyle bir şansımız yok yatılı misafiriz ev sahibi ne ikram ederse onu yemek
zorundayız derseniz geminin dümeninde siz varsınız demektir.Sofrada kalorisi
yüksek olan börek,sucuk,pastırma,patates kızartması vb . yiyeceklerden servis tabağına hepsinden azar azar olacak
şekilde alalım,diğerlerine göre kalorisi
düşük olan sebze,meyve,peynir ,katı yumurta,yoğurt,su,çay-şekersiz daha fazla porsiyon tercih edelim. Bayramlaşma
gezmelerinde kapı kapı dolaşıp bayramlaştığımız
sevdiklerimizin her ikramını yemek zorunda değiliz.Seçici olalım. Hepsini yemek
şartımız yok.Bir örnek vermem gerekirse nasıl ki her doğru her yerde ve herkese
söylenmez misali,her ikram edilen gıda tüketilmez. Birinden birisi şeklinde
eleme yapmak gerekir. Şerbetli tatlı
veya sütlü tatlı gibi.Yaprak sarması
veya su böreği gibi.İlla ki ikisini de tüketeceğiz diyorsanız porsiyonlarını yarı yarıya azaltıp
her ikisini de tüketebilmek gibi.Her durum ve kişisel ,psikolojik durumlara
göre diyet programı yazılabilir. İşte bu yüzden biz diyetisyenler ne diyoruz.’’’Diyet
kişiye özel olmalı’’’Kişiye özel beslenme planı hazırlanmalı ve bunun için
de nasıl ki her vatandaşın bir aile
hekimi var. Her vatandaşımızın bir aile diyetisyeni olmalı.Uzun lafın kısası
konumuza gelecek olursak öğün sayısı ,içeriği ve miktarı bayramda son derece
değerli ve önemli. Genel olarak 3 ana öğün ve 2-3 ara öğün şeklinde beslenilmeli. Ortalama 2-3
saat ara ile gıdalar alınmalı.Öğün içeriği 4 besin grubundan (süt,et,tahıl,sebze )bir
temsilci olmalı. Ara öğünlerde süt grubundan ve meyve grubundan bir besin
olmalı. Miktar kişinin yaşı,cinsiyeti ,ne kadar hareketli olup
olmadığı,herhangi bir hastalığı olup olmadığı ile yakından ilgili olmakla
beraber genel bir tanımlama yaparsam herkesin 1 el büyüklüğü veya 1 yumruk
büyüklüğü o besin için ihtiyacı olan porsiyon büyüklüğüdür diyebilirim.
Bayrama özel bir tüketimimiz daha var tatlılar ve
misafirlerimize ikramda bulunduğumuz şekerlemeler ve çikolatalar var. Porsiyon
kontrolü her konuda olduğu gibi burada da çok önemli.Şimdiden herkesin
bayramını tebrik ediyorum.Kalın sağlıcakla…………..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder