22 Ekim 2014 Çarşamba

AĞIZDA YARA ,AFT BESLENME İLE NE İLGİSİ VAR DEMEYİN !OKUYUN!OKUTUN!

Güne merhaba,bugünde sizlerle ağız yaralarından söz edeyim dedim.Nerden aklınıza geldi diye soracak olursanız geçen hafta antibiyotik kullanmıştım,sonrasında da ağzımda aft oluştu ve gün içerisin de çok rahatsız etti,yemek yerken ,konuşurken  vs. Bunun için ağzıma 1 adet tane karanfil attım ,rahatlattı.Bakalım başka aftlarla ilgili uygulayabileceğimiz neler var.Bir kere ağız yarası ,ağız ülseri ,aft denilen sağlık sorunu her zaman herkeste olabilir.Bunun farklı bir çok sebebi var.Şekerli  içeceklerin sık tüketimi,asitli içeceklerin bol içilmesi,yeterince su içmemek,ağız bakımının yeterince yapılmaması,dişleri olması gerektiği gibi fırçalamamak,bazı asit içeriği yüksek patlıcan gibi besinlerin tüketiminden sonra ağızda aft oluşumu basit bilinen sebeplerdir.Ciddi bir sağlık problemi değil ama bu aftların sık sık tekrar etmesi ciddi bir sağlık sorunu olabileceği riskini artırır.Tekrarlayan aftların çoğunda altta yatan sebepler arasında stres,yetersiz beslenme ,besin intoleransı,özellikle laktoz ve gluten intoleransı,besin alerjileri,hazır gıdaların içine konulan benzoik asit,sorbik asit gibi koruyucu maddeler  olduğu  görülmektedir.Ağız içinde yara oluşumunu önlemek ve/veya oluştuktan sonra  iyileşmesini hızlandırmak için neler yapabiliriz maddeler halinde sıralayalım:
  1. Tabi ki bir sağlık kuruluşuna, hekime başvurmalıyız. Hekimin öngördüğü tedaviyi uygulamalıyız.
  2. Stres ve stresli ortamlardan uzak durmalıyız denilir ama ben öyle söylemiyorum, stresi kontrol etme veya yönetme yollarını aramalıyız. Çünkü stressiz bir hayat yok. Vücudumuzun dengesinde bile adı üstünde stres hormonları var. Hareket ettiğimizde,yürüdüğümüzde ,spor yaptığımızda bile stres hormonları salgılanıyor. Stresi hayattan çıkarmak mümkün değil. Stresi yönetmek için ne yapmalı bence onu düşünmeliyiz.Bence her olayın  hep olumlu yanlarını görmeliyiz.Hayat bir kitapsa bence bu kitabı olumlu görerek ve olumlu düşünerek okumalıyız. Bu benim fikrim,herkes aynı düşünceyi benimsemek zorunda değil.
  3. En iyi içecek Su'dur.En çok su içmeliyiz ,daha sonra Bitki çayları,çay,kahve,şekersiz madensuları tüketilmeli. Nadiren  asitli içecekler, meyve suları ,kolalı içecekler olabilir. Fakat mümkün olduğunca tüketimden sonra mutlaka ağız bakımı; diş fırçalama, ağız gargarası ile gargara  yapılmalı. Bunlara  eşdeğer yapılabilecekler ne olabilir. Örneğin şekersiz adaçayı içmek, tarçın,karanfil çayı içmek te ağız florasının hijyenini sağlayacaktır.
  4. Yetersiz beslenme de , dengesiz beslenme   hastalıkları(diabet,hipertansiyon,obezite) gibi kapsama alanında  birden çok hastalık bulundurur.Ağız ülseri ile ilgili olan hastalıklar tiamin,riboflavin,piridoksin vitamin eksikliği ve çinko eksikliği rahatsızlıklarıdır.Tiamin vitamini en çok tahıl tanelerinde bulunur, özellikle tahılın öz kısmı ve kepek kısımların daha fazladır.Başka karaciğerde ve kurubaklagillerde  bulunur.Günlük beslenmemizde tam buğday ekmeğine(çavdar,kepekli ekmek te olabilir) kesinlikle yer vermeliyiz. Kişinin  en az günde 100gr.(4 tost ekmeği dilim) esmer  ekmek yemesi gerekir. Riboflavin vitamini süt ve süt ürünlerinde bol miktarda bulunur.Ben sütü süt olarak değil daha çok yoğurt,kefir,ayran  ve probiyotik yoğurt olarak öneriyorum. İlla süt içilmek isteniyorsa laktozsuz süt veya keçi sütü tavsiye ediyorum. Sebebi de süt intoleransı olabileceği için. Bunun ayrıntısına çok girmeyeceğim. Piridoksin vitamini  de en çok protein içerikli yani hayvansal gıdalarda var. Et ve et ürünleri,kurubaklagiller ve süt,yoğurt ve tahılların kepek kısmında var.Bu besinlerin yetersiz alınması ağızda yaralara yol açabilir. Bağışıklık sistemimizi zayıflatabilir.Çinko minerali piridoksin vitamini gibi hayvansal kaynaklarda daha çok bulunur.Bunun dışında yağlı  tohumlarda ceviz,çiğ fındık ve bademde de bulunur.Bu besinlerde ne kadar yenileceği kişiden kişiye değişir.Bu yüzden her insanın hasta olsun olmasın mutlaka bir diyetisyeninin olması şart .Aynı yurtdışında güzel işleyen aile hekimlikleri gibi ailenin bir de diyetisyeni olmalı,beslenmeyi anlatmalı,kişiye günlük alması gereken besinlerin  miktarlarını anlatmalı .Böylece hasta olmadan hastalığın önlemi alınmalı ki bu söylem yüzyıllar önce İbni Sina,Hipokrat sağlık otoriteleri tarafından söylenmiş besinlerin ilacımız olduğunu ifade etmişlerdir.
  5. Gelelim hazır gıdalara.Hazır gıdaların içine konulan koruyucu maddeler belki konulduğu gıdanın  ömrünü uzatıyor ama bizim ömrümüz kısalıyor bence. Hazır gıda tüketimi yapmayalım elimizden geldiğince. Modern yaşamın getirilerinden dolayı buna bazen mecbur kalıyoruz.En azından hazır gıda tüketimini asgari de tutalım.
  6. Özel olarak ne yenmeli ne içilmeli diye bakacak olursak;hergün en az 3 adet meyve tüketilmeli ve meyvelerin kabuğunda bol miktarda bulunan flavonoidlerden yararlanabilmek için kabukları soyulmadan tüketilmeli.Flavonoidlerin yeri gelmişken söyleyelim antioxidant olmalarının  dışında antihistaminik özellikleri de vardır.Bu vesile ile ağzında sık sık aft çıkan kişiler çoğunlukla alerjik bünyeleri olan,bağışıklığı zayıf olan,inflamasyona yatkın olan kişilerdir.Bu yüzden günlük beslenme de kabuklu elma,kuru veya yaş üzüm,ananas,soğan,sarımsak,maydonoz,yeşil sebzeler mutlaka tüketmeliyiz.Allah-ü Teala o kadar cömert ki bu fonksiyona sahip bir değil birden çok meyve,sebze ve bitki yaratmış ne güzel.Elmayı sevmeyene,armut onu sevmeyene portakal,portakalı yemeyene ananas,ananası yemeyene böğürtlen ve bu zincir uzadıkça uzar.Siz siz olun hergün 3 adet meyve tüketmeye özen gösterin.
  7. Her gün en az 2 kase yoğurt tüketin!Yoğurdun içine 1 çay kaşığı toz zerdeçal ve öğütülmüş çörekotu ilave edin.Faydası artar.
  8. Hergün 1 fincan tarçınlı karanfilli adaçayı için!
  9. Bol su tüketin.Günde en az 8-10 bardak .
  10. Her gün yeşillik yiyin.Maydonoz,nane,tere,roka,dereotu.Salatalarda,yoğurdun içinde ,rondodan geçirilerek ayranın içinde .
  11. Hergün propolis ve balık yağı ve gingko bloba tüketin!(Özel durumu,hastalığı olanlar doktora veya eczacıya veya diyetisyene danışmadan kullanmayınız!)
Şimdiye kadar yazdıklarım aftla ilgili öne çıkan tavsiyelerim.Elbette genel sağlıklı beslenme kriterleri olan her besin grubundan yeterince tüketmek ve fiziksel olarak aktif hayat tarzı her zaman her yerde biz diyetisyenlerin tavsiyeleridir.Sağlıklı beslen,bol su tüket,hareketli ol,güneşe çık güneşlen,olumlu düşün,olumluya odaklan,MUTLU OL..........Kalın sağlıcakla...........
       

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder