Dünya MS günümüz kutlu olsun.MS hastaları ve yakınlarına ve MS hastalarını takip eden sağlık çalışanlarına ithafen..............
MS hastalığı genellikle genç erişkinlerde görülen ve ilerleyen sinir rahatsızlıkları
sendromudur. Nedeni, sinir hücrelerini çevreleyen miyelin kılıfın giderek yok
olmasıdır. Miyelin kılıfın başlıca görevi sinir iletilerinin taşınmasını kolaylaştırmaktır.
Miyelin kılıf olmazsa sinir işlevi bozulur. MS olgularının yaklaşık üçte ikisi
20-40 yaş arasındadır. Kadınlarda biraz daha sık görülür. MS hastalığının
coğrafik dağılımında yüksek risk bölgeleri ABD, Kanada, İngiltere, İskandinavya,
Kuzey Avrupa ,Yeni Zelanda olarak sayılabilir.
MS hastalığı nöroloji doktoru tarafından takip edilir. Tedavisinde
güncel yaklaşımlar kısaca interferon ve bir takım nörolojik,psikolojik ilaç
tedavileridir.
MS hastalığında doğal tedavi açısından dünyada dört ana
yaklaşım bulunur. Beslenmeye yönelik ,besin desteklerine yönelik ve fiziksel
tedavi ve integratif tedavi.
Beslenmeye yönelik tedavide ana esas doymuş
yağlardan(tereyağı, iç yağı, kuyruk yağı, hayvansal protein) düşük , doymamış (başta
zeytinyağı, ketentohumu yağı ,balık
yağı, soya yağı, hodan yağı, boraj yağı ) yağlardan yüksek bir diyetin MS
hastalık sürecini geciktirdiği ve atak sayısını azalttığı sonucuna varılmıştır.
Esansiyel (elzem) yağ asit içeriğinin yüksek olması otoimmün yanıtı azaltır, beyne
kan gidişini artırır. Esansiyel yağ asitleri w-3 ve w-6 yağ asitleridir. W-3 (alfa linolenik asit)
daha çok uskumru, sardalya, somon balığında, ceviz, badem, soya filizi, kuru fasulye,
ketentohumu, yeşil yapraklı sebzelerde bulunur. Genel olarak omega-3 yağ
asitleri “iyi” yağ asitleri; omega-6 yağ asitleri de (ayçiçekyağı, mısırözüyağı)
“kötü” yağ asitleri olarak bilinir. Ancak bütün omega-6 yağ asitlerini “kötü
yağlar” olarak genellemek doğru bir yaklaşım değildir. Aldığımız omega-6 yağ asitlerinin bir kısmı gamma linolenik
aside (GLA) çevrilir . Ancak modern yaşamdaki bir çok faktör (alkol tüketimi,
doymuş yağ tüketimi, trans-yağ asitleri tüketimi ; Diabet, yaşlanma, stres,
ilaçlar ve viral enfeksiyonlar) vücudun omega-6 yağ asidinden gelen GLA sentezini engellemektedir. Tüm bu
faktörler delta 6 desatüraz enzimini bloke ederek bu etkiyi göstermektedirler. Bu
yüzden GLA ‘nın besin takviyesi olarak kullanılması gerekmektedir. Yiyeceklerle
gerekli miktarı almka mümkün değildir.Eczanelerde omega komplex adı ile alınmalı ve yaşam boyu tüketilmelidir.
MS hastalarının Omega 3(w-3) yağ asitlerinden zengin
beslenmesi gereklidir.Besin tercihlerinde balık, ceviz, semizotu üçlüsüne her gün ya da haftada
en az 3-4 kez yer vermesi gerekmektedir.
W-6 yağ asidinin içinde bulunan GLA pişirme sırasında
etkinliği kaybolduğu için GLA kapsülü olarak alınmalıdır.
MS hastası günde 10 gramdan fazla doymuş yağ almamalıdır. Bunu
sağlayabilmek için tereyağı, kuyrukyağı, iç yağı hiç tüketmemelidir. Süt, yoğurt
ve peynirin yarım yağlı ya da yağsız
olanını tercih etmek uygun olabilir.
Literatürde MS hastalığı ile ilgili besin alerjilerinin de
rolü olduğuna dair popüler bir görüş vardır.
Böyle bir kuramı düşündüren ise MS’in coğrafi dağılımı ile
beslenme alışkanlıkları arasında bir ilişki kurulmaya çalışılmış. Şöyle ki ; Bu
coğrafi bölgeler genelde çiftçilikle uğraşılan bölgeler yani : sütten ve
tahıldan zengin bir beslenme şekli vardır.
Bu kuramı kanıtlayan bir bilimsel çalışma olmasa da bazı kişilerin bundan yarar
gördüğüne dair anekdotlar vardır.MS hastası şunu deneyebilir. Süt yerine yoğurt,kefir
,ayran,probiyotik yoğurtlar tüketebilir veya laktazlı süt ya da keçi sütü tüketebilir.
Tahıl tercih ederken de mısır ekmeği veya tam çavdar
ekmeği veya glutensiz ekmek tüketebilir.
Pek çok bilimsel araştırma MS hastalarında serbest
radikalleri temizleme kapasitesinin azalmış olduğunu ortaya koymuştur. Bunda
ana sebep antioxidant enzim glutatyon peroksidaz aktivitesindeki azalmadır. Azalan
aktivite düzeyi sinirlerdeki hasara
karşı miyelin kılıfı özellikle duyarlı hale getirir. Serbest radikallere maruz
kalmaya karşı yanıt olarak lipid peroxidler oluşur. Glutatyon peroxidaz
enziminin bir kısmı selenyuma bağlıdır. Selenyumun
düşük olduğu bölgeler MS olgularının sıkça görüldüğü bölgelerdir.
Selenyum, C vitamini
ve E vitamininden zengin bir beslenmenin MS hastalığının gidişatına olumlu
katkıları olabilir. Bu vitaminlerden zengin bir beslenme için hayvansal ve
bitkisel besin kaynaklarını yeterli ve dengeli bir şekilde tüketmek gerekir. Selenyum
kaynakları : deniz ürünleri, böbrek, yürek ve diğer etler ve bitkisel
kaynaklardır. Bitkisel kaynaklar pişirilirken selenyumun bir kısmı buharlaşarak
kaybolmaktadır. Selenyum durumunun göstergeleri; diyetle alım düzeyi, kandaki
düzeyi ve glutatyon peroxidaz
aktivitedir. Plazma düzeyi 44-64 ng/ml’dir. Selenyum dengesi ABD ‘inde 12 mcg/gün iken Çin’de 1,8
mcg/gün bulunmuştur. Toprağın selenyumdan yetersiz olması bunun başlıca nedenidir.
Günlük önerilen selenyum alım düzeyi yetişkinlerde 55 mcg ‘dır. Aşırı alım
tırnak ve saçlarda dökülme, sindirim ve sinir sistemi bozuklukları şeklinde
toksik etki göstermiştir. Günlük 1 mg’dan çok alım toksik sayılır.Kandaki
selenyum seviyelerine bakılarak serum
düzeyi düşük ise selenyumdan zengin diyet verilmeli ve ek takviye alım
sağlanmalı ,yeterli ise selenyumdan zengin besinlerin tüketimine ağırlık
verilmelidir.Takviye almasına gerek yoktur.
E
vitamini de antioxidan etkinlik gösteren yağda çözünen bir vitamindir.Bu
etkinliği α-tokoferol türevleri gösterir. Antioxidant aktivite gösterir.Özellikle
mide,barsak ve karaciğer hücrelerinde A vitamininin oksidasyonunu önler. Doymamış
yağ asitlerinin vücut dokularında oksidasyonunu önler. Hücre zarının yapısına giren çoklu
doymamış yağ asitlerinin oksidasyon etkisiyle yıkımını önler. Günlük gereksinim 15 mg α-tokoferol eşdeğeri E vitaminidir. Gereksinmenin 80-100 katı
alımının zararlı etkisi görülmemiştir. En zengin E vitamini kaynağı yağlı
tohumlardır. Başta soya yağı ,diğer bitkisel yağlar, fındık, fıstık, ceviz
,badem, buğday özü(rüşeym) dir.
C vitamini
de aynı E vitamini ve Selenyum gibi antioxidant etki göstermektedir. C vitamini
özellik olarak suda kolayca çözünen bir vitamindir. Su içinde besinler
pişirilirken C vitamini pişirme suyuna geçer. Pişirme sırasında eklenen
alkalilerde vitamin aktivitesinin kaybına yol açar. Günlük C vitamini alımı 90
mg/gün’dır.1 porsiyon salatada yaklaşık 80-120 mg C vitamini bulunmaktadır. Bu
yüzden MS hastalarının günde 3 kez çiğ sebze ve meyve yemeye özen göstermeleri gerekmektedir.Pişmiş
sebzelerde vitamin kayıpları olabilir, çiğ meyvelerde kesildikten sonra hemen
tüketilmeli ve ışığa maruz bırakılmamalıdır. C vitamini kayıpları olur. C vitaminin en önemli
kaynakları sebze ve meyvelerdir. Bir sebze ve meyvenin C vitamini değeri türüne
, yetiştiği toprağa, iklime ve olgunluk derecesine göre değişir. Genellikle ham
sebze ve meyve iyice olgunlaşmışından daha çok C vitamini kapsar. Yine güneş
ışığından çok yararlanan bitkilerin C vitamini değerleri güneş ışığı az
olanlardan yüksektir. En çok C vitamini bulunan besinler : Kuşburnu,kızılcık, maydonoz, yeşil sivri
biber,karnabahar,ıspanak,çilek,portakal,greyfurt,limon vb. dir.
D vitaminin immun fonksiyonda önemli anahtar rolü olduğu
üzerine yapılan birçok araştırma bulunmakta ve halen d vitamini ve oto immun
hastalıklar,diabet,kanser gibi hastalıklarla da ilişkisi
araştırılmaktadır.Bugün pubmed ve medline gibi bilimsel dergilerde yayınlanan
çalışmalarda görmek mümkün.Bugüne kadar yapılan epidemiyolojik çalışmalara
baktığımızda , toplumda artan MS insidansının , düşük 25(OH)D3 seviyesiyle
açıklanabileceği ve dolayısıyla Vitamin D eksikliğinin MS gelişiminde önemli
bir risk faktörü olduğu belirtilmiştir. Vitamin D’nin MS’in oluşumunu
engelleyici immunomodülator etkisinin olduğu ve vitamin D alımının MS
başlangıcından önce hastalığa bağlı nörodejenarasyonu yavaşlattığı ve
hastalığın ileri dönemlerinde de hastalığın morbiditesini etkilediği
belirtilmektedir . Teşhis konan hastalarda
dahi vitamin D verilmesinin hastalık aktivitesini engellediği yönünde
sonuçlar rapor edilmiştir . MS hastalarında vitamin D eksikliğinin vitamin D
alımıyla giderilmesi ve hedef seviyenin en az 30 ng/mL olması gerektiği
vurgulanmıştır.Yapılan bir çalışmada 1 yıl boyunca günlük 40.000 ünite D vitamini tedavisi
verilen MS hastalarının yaklaşık %50’sinde fayda sağladığı belirtilmiştir. MS ‘li hastalarda D vitamini desteğinin inflamatuar
öncüsü sitokinleri azaltırken, antienflamatuar sitokin salınımını arttırdığı 6
ay süre ile günde 1000 IU D vitamini desteği yapılan MS’li olgularda serum
25(OH)D ile anti-enflamatuar sitokin (TGFbeta-1, IL-13) düzeylerinde artma olduğu
saptanmıştır. MS prevalansının düşük olduğu güneş gören coğrafyada yaşayanlarda
yapılan çalışmalarda ise MS’ den
korunmak için gerekli optimal serum D vitamini düzeyinin 100 nmol/L (40
ng/ml)’nin üzerinde olması gerektiği bildirilmektedir. Bu serum düzeyine
ulaşılabilmesi için güneş ışığından yoksun bir kişinin günde 100 mcg D
vitamini desteği alması gerekmektedir.
B12 vitamin yetersizliği de ve bu vitaminle ilgili doğuştan gelen
metabolizma kusurları da merkezi sinir
sistemindeki sinir liflerinde miyelinsizleşmenin bilinen nedenleridir. Literatürde
MS hastalarının kan serumunda , alyuvarlarında
ve merkezi sinir sisteminde B12 vitamini düzeylerinin düşük olduğuna ilişkin
bulgular vardır. Merkezi sinir sistemi ile birlikte B12 vitamini eksikliği hastalığı gidişatını agresifleştirebilir
veya bir başka miyelinsizleşme nedenini uyarabilir. İnsan B12 gereksinmesini
hayvan dokularından ve mikroorganizmalardan sağlar. İnsan dışkısı ile günde 5
mcg civarında vitamin B12 atılır. Bu, kalın barsaktaki bakteriler tarafından
sentezlenir. Vitamin B12 ince barsağın ileum bölgesinden emildiğinden kalın
barsakta sentezlenen vitaminden insan yararlanamaz. Bazı araştırma raporları
,ince barsak bakterilerinin de önemli miktarda vitamin B12 sentezlediklerini
göstermektedir. Pseudomonas, kleksilla, clostridia, veillonella ve fusiform
bakterileri, vitamin B12 sentezlemektedirler. İnce barsakta sentezlenen B12
‘nin bir kısmının ortamda bulunan serbest intrinsik etmenle bağlanarak
emilebildiği sanılmaktadır. Bitkisel
besinlerin ince barsak mikroflorasının B12 sentezlenmesine yardımcı olduğu , böylece
yalnız bitkisel besinlerle beslenen insanlarda , vejetaryenlerde beklenen
düzeyde vitamin B12 yetersizliğinin görülmediği bildirilmiştir. Sakatat, et, süt,
yumurta, balık B12 vitamininin en iyi
kaynaklarıdır.
Egzersiz yapmak ,yürüyüş yapmak ,platez yapmak MS
hastalarının genel sağlığını önemli ölçüde iyileştirdiği ve yaşam kalitesini
olumlu yönde etkilediği yapılan çalışmalarda saptanmıştır.
Çok etkili olduğu kanıtlanmamış olsa da ginkgo bloba
ekstresinin antioxidant aktivasyonu düşünülerek kullanımı önerilebilir, yine
ozon tedavisi doktor kontrolünde önerilebilir.
Yine hasta doktor tarafından emilim
bozukluğu açısından değerlendirilmeli gerekli durumlarda protein sindirim
enzimleri içeren pankreas ekstreleri, bromelain, papain
preparatları kullanılabilir.
Özet olarak MS
hastalarının beslenmelerinde pratik tavsiyelerimiz şu şekilde özetlenebilir ;
Her gün yada haftada 3-4 kez balık tüketilmeli, somon, uskumru ,ton balığı gibi soğuk su balıkları
Her gün elzem yağ asitleri(w-3,w-6,w-9=omega kompleks )
besin desteği şeklinde suplement olarak alınmalı
Kırmızı etten, şarküteri ürünlerinden mümkün olduğunca uzak durulmalı, hayvansal protein ihtiyacı
sıklıkla balıktan, organik tavuk ve hindi etinden ve bitkisel protein
kaynakları kurufasulye, nohut, mercimek, barbunya ve börülceden karşılanmalı.
Süt yerine yoğurt, kefir, probiyotik yoğurtlar tercih
edilmeli. Süt içmek istiyorsak laktozsuz süt ve keçi sütü tercih edilmeli
Peynir tercihi
sindirimi kolay alerjen özelliği olmayan lor peyniri veya keçi peyniri
tercih edilmeli
Her gün 1 avuç yağlı tohum yenmeli (ceviz,çiğ badem,çiğ
fındık,yer fıstığı)
Zeytinyağı hem yemeklerde hem de salatalarda kullanılmalı
Her gün 3 porsiyon çiğ sebze tüketilmeli, özellikle hergün 1
porsiyon semizotu tüketimine özen
gösterilmeli
Her gün 3 porsiyon meyve tüketilmeli, meyvelerde her renk meyve
tüketmeye özen gösterilmeli, özellikle mor renkli meyveler; ahududu, böğürtlen,
üzüm, mürdüm eriği gibi.Bununla birlikte bromelain’den zengin tropikal ananas
meyvesi her gün 1 dilim kadar
tüketilmeli
C vitamini,selenyum,B12 vitamini,magnezyum,çinko ve E vitamin düzeylerine bakılmalı, diyet ve
gıda takviyesi önerisinde bulunulmalı
Yanmış yağ tüketiminden yani kızartılmış gıdalardan uzak
durulmalı
Alkol ve sigara kullanımından uzak durulmalı
Her gün en az yarım saat-1 saat aralıksız tempolu yürüyüş
veya egzersiz yapılmalı
Her gün 10 dk. kadar güneşlenilmeli (D vitamini aktivitesi)
Stresten ve stresli
ortamlardan, aşırı yorgunluktan, duygusal stresten ve bariz sıcaklık
değişimlerinden uzak durulmalı
Her gün kalsiyum, magnezyum, çinko, D vitamini besin desteği şeklinde suplement olarak alınmalı
Her gün 1 yumurta ve 2 su bardağı yoğurt yiyerek günlük
kalsiyum ve D vitamini ihtiyacına katkı sağlanmalı
Rutin kan tahlilleri 6 ayda bir yapılmalı , B12 ,ferritin,d
vitamini vb. vitamin ve mineral eksiklikleri
olup olmadığına bakılmalı
Gluten ya da laktoz intoleransı olup olmadığı hakkında besin
intolarans testi yapılmalı
Ginkgo Bloba ekstresi
kullanılmalı
Propolis,zerdeçal(turmeric),ginseng,karabaş otu ,üzüm
çekirdeği ekstresi içeren bitkisel gıda beyin
oniği,antioksidant,antiinflamatuar ve antiviral etkilere sahip olduğu için gıda
takviyesi olarak kullanılmalı
Ozon tedavisi ,akupunktur,hacamat=kupa terapisi,sülük tedavisi gibi tamamlayıcı tedaviler doktor kontrolünde uygulanmalı.
Tüm MS hastalarına ve diyetisyen meslektaşlarıma faydalı
olabileceğini düşündüğüm ve benimde pratikte uyguladığım Multıpl Skleroz’da diyet , beslenme ve gıda takviyesi ilkelerini sizlerle paylaşmış oldum.
Sağlık ,sıhhat ve afiyet dileklerimle.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder